5 Yaş Sendromu Nedir?
4,5 veya 6 yaşında çocukları olan ebeveynler genelde ‘çocuğum eskiden böyle değildi, büyüdükçe huysuzlaşmaya başladı’ gibi serzenişlerde bulunurlar. Aslında bu durumun altında yatan sebep 5 yaş sendromudur. Adından da belli olduğu üzere 4-5 yaşındaki çocuklarda ortaya çıkar, takriben 1 yıl devam eder. Her çocuk farklı bir gelişim evresinden geçer. Çocukların fiziksel özellikleri ve karakter yapıları değişkenlik arz ettiğinden dolayı 5 yaş sendromunun tüm çocuklarda aynı olması beklenemez. Bazı çocuklar bu dönemi rahatça atlatır. Fakat çocukların bazıları için ise 5 yaş sendromu sancılı bir süreçtir. Bu aşamada belirleyici faktör dış etkenlerin çocuğa etkileri ve onun sahip olduğu kişiliktir.
5 Yaş Sendromu Belirtileri Nelerdir?
5 yaş sendromu temelde çocuğun çok agresif olması ile belirti verir. Bu etapta çocuk, küçük bir şeyi bile büyüterek aşırı alınganlık gösterebilir ve devamlı bir sinirlilik hâli gözlemlenebilir. Ondan ufacık bir şey isteseniz dahi ummadığınız bir şekilde öfkeli bir tavırla karşılık almanız muhtemeldir.
2-3 yaş sendromu yaşayan çocukların ne kadar inatçı olduğu hepimizin malumudur. İşte aynı şey 5 yaş sendromu evresindeki çocuklar için de geçerlidir. Bu çocuklar aile bireylerinin ricalarını kabul etmemekte ısrarcıdır, kendilerinden bir şey talep edildiğinde onu yerine getirmemek için direnirler.
Sendromun görüldüğü çocuklarda -deyim yerindeyse- ego tavan yapmış durumdadır. ‘Dediğim dedik’ modunda olan bu çocukları ikna etmek çok zordur! 5 yaş sendromu içerisinde bulunan miniklerin yakınlarını usandıran bir huyları vardır: İlle de kendi canları nasıl istiyorsa öyle olmasını arzu ederler. Ne zaman oyun oynanacağından saat kaçta yatılacağına, kendisi için hangi kıyafetin alınacağından hangi yemeği yiyeceğine kadar her şeye o karar verir. Anne-babasının ne istediği onun için önemsizdir.
Bu yaş grubundaki çocuklar cinsiyetinin de bilincindedir. Buna bağlı olarak karşı cins hakkında birçok şeye merak duymaya başlarlar. Kimi zaman çeşitli sorularla bunu açığa vururlar; kimi zaman da büyükler onlara kızmasın diye gizli saklı öğrenme peşine düşerler.
5 Yaş Sendromu İle Başa Çıkmak İçin Uzman Önerileri
5 yaş sendromlu bir çocuğunuz varsa strese hazırlıklı olmanız önerilir. Başta da söylediğimiz gibi her çocukta etkileri değişir fakat genel olarak yoğun sabır ve tahammül gerektirir. Bu kolay olmasa da sükûnetinizi korumanız, çocuğunuza bağırıp çağırmaktan, hele şiddet uygulamaktan kesinlikle sakınmanız lâzımdır. Çocuk çok mu inatçı? Görmezden gelmelidir. Sinir küpü gibi mi oldu? Tolere etmelidir. İyice hırçınlaştı ve sizi dinlemiyor mu? Anlayış göstermelidir.
Çocuğunuzla yüksek sesle konuşmak, onu azarlamak hiçbir işe yaramayacak; bilakis onu üzerek bilinçaltında kötü izler kalmasına yol açacaktır. Halbuki o ne yaparsa yapsın sakinliğinizi bozmadan, onun daha küçücük bir çocuk olduğunu unutmadan; şefkatle muamele etmeniz ve sevecen bir ses tonuyla güzel güzel konuşmanız pek çok sorunun çözümü olacaktır. Böyle yaparsanız çocuk kendini tehlikede hissetmeyecek, size cephe almayacaktır. Çocuğunuz kararlarınıza itiraz ediyorsa neden onun istediği gibi değil de sizin istediğiniz gibi olması gerektiğini ona tatlı dille anlatmanız gerekmektedir. Bu sayede ona bunları kabul ettirmek kolaylaşacaktır.
Çocuğa hem tek başına oynaması için fırsat sunulmalı hem de başka çocuklarla zaman geçirmesi sağlanmalıdır. Çocuğun odasına girilecekse kapı çalınarak izin istenmelidir. O odanın çocuğa özel bir yaşam alanı olduğu hissettirilmelidir. Bu davranışlar sendromun zararlı etkilerini en aza indirecektir.
Çocuğa karşı baskıcı bir tutum sergilenmemeli, otoriter ve sert bir ebeveyn olunmamalıdır. Zarara zararla karşılık vermek zarar getirir. Onun öfkesine yumuşaklıkla mukabele etmeniz onun da tavırlarını olumlu yönde değiştirecektir. Aksi takdirde sendrom daha şiddetli ve uzun süreli olabilir.
Çocuğun diğer çocuklarla mukayese edilmesi de çok yanlıştır.
Çocuğa sevginizi belli etmeniz de bu sendromla mücadele edebilmek için üzerinize düşen bir görevdir. Yalnızca ağladığında değil; gün içerisinde de sarılıp öpmeyi ihmal etmemelidir.
Çocuğunuz öfke krizine girdiği zaman sizin ateşe odun değil su taşımanız gerekir! Metanetinizi korumanız sorunun büyümesini önleyecektir.
Tabii ki bu yazıda vermek istediğimiz mesaj ‘çocuğunuza hiç kural koymayın, her istediğini yapmasına izin verin’ demek değildir. Çocuk kurallara uymayı öğrenmeli; nerede durması gerektiğini bilmelidir. Fakat bunlar çocuğa öfkeli ânında değil, sakin bir zamanında anlayabileceği dille anlatılmalıdır. Dilediğimiz her şeyi yapabilseydik bunun bize ve çevremizdekilere ne gibi zararlar verebileceği varsayımlar üzerinden örneklendirilmelidir.
Anne ve babanın kendi arasında ihtilâfa düşmemesi önemlidir. Anlaşamadıkları konular varsa bunları çocuğa yansıtmamalıdırlar.
Çocuğun yaşına uygun eğitici oyunlardan ve oyuncaklardan da yararlanılmalıdır.
Bu dönemdeki bir çocuk ilgiyi kendi üzerinde toplamak için garip şeyler yapabilir. Bazılarına tepki vermeyip yok saymak, o hareketlerden vazgeçmesini sağlayabilir.
Çocuklar güzel bir şey söylediklerinde veya iyi bir davranışta bulunduklarında taltif edilmeli, küçük hediyelerle ödüllendirilmelidir. Yaptığına karşılık takdir edilen çocuk bunun iyi bir şey olduğunu hafızasına işleyecek ve o davranışı tekrar etme yoluna gidecektir.
Tüm bunlara rağmen ‘çocuğumu zaptedemiyorum’ diyorsanız uzman bir pedagogdan yardım almanızın vakti gelmiş demektir. Ancak çocuğa pozitif bir yaklaşım sergilemek çoğu zaman bu dönemin kolayca üstesinden gelmek için için yeterlidir. Sabrın sonu selâmettir diye boşuna dememişlerdir!