Su Kirliliği Nedir Kısaca Su Kirliliğine Örnekler, Su Kirliliği İle İlgili Yazı
Günlük yaşantımızda hayati bir öneme sahip olan suyu bizlere sağlayan göl, deniz, nehir ve yeraltı suyu gibi doğal su kaynakların beşeri sebeplerden dolayı kirletilmesine “su kirliliği” adı verilir.
Yaşayan her canlının vazgeçilmez bir parçası olan su, insan vücudunun %70’lik bir oranını oluşturmaktadır. Yeryüzünün dörtte üçünün sularla kaplı olduğu bilinmektedir. Fakat bu suların yalnızca %0,3’ü içilmeye uygun yapıdadır.
Henüz 2018 yılında olmamıza rağmen gezegenimizde yaşayan yaklaşık 3 milyar insan, yani 80 ülke şu an su problemleri ile karşı karşıyadır. Tarihe bakılacak olursa 1940 ve 1980 yılları arasında ki 40 yıl süre içerisindeki su tüketimi 2 kat artış göstermiştir. Su kaynaklarının sınırlı fakat insan nüfusunun sürekli artış şeklinde olduğu göz ününde bulundurulursa dünyadaki su problemleri her geçen gün artış gösterecektir.
Su Kirliliğinin Nedenleri:
- Hayvansal atıkların suya dökülerek sularımızın kirlenmesi,
- Erozyon sebebiyle temiz su kaynaklarına toprak taşınması,
- Fabrikalardan suya dökülen kimyasal atıkların sularımızı kirletmesi,
- Çeşitli biyolojik sebepler ile sularımızın kirlenmesi,
- Fizyolojik yani doğal sebepler ile sularımızın kirlenmesi,
- Ozon tabakasının hasar görmesi ile meydana gelen asit yağmurları,
- Kalabalık yerleşim birimlerindeki düzensizlik sebebiyle çöplerin suya karışması,
- Çevrenin kirletilmesi ile sularımızın olumsuz etkilenmesi,
- Akarsu etraflarında insanların sebep olduğu kirlilikler,
- Motorlu taşıtların neden olduğu kirlilik.
Su Kirliliğinin Sonuçları:
- Çeşitli salgın hastalıklara sebep olur.
- Dünyamızın akciğeri olan ormanlarımızın devamlılığına ve büyümesine engel olur.
- Canlı çeşitliliğini ve canlıların çoğalmasını olumsuz etkiler.
- Yerleşim bölgelerinde yaşam sağlıksız bir hal alır.
- Tarımı olumsuz etkileyeceğinden dolayı insanların besin ihtiyacının karşılanması zorlaşır.
- Tüm bu sorunlar göz önünde bulundurulduğunda olası insan kayıplarına sebep olabilir.
Su Kirliliği Nasıl Önlenir?
Dünyamızda bulunan su kaynaklarının sınırsız olmadığı inkar edilemez bir gerçektir. Dünya üzerindeki tüm su kaynaklarının tükenmesi demek canlı yaşamının sonu anlamına gelecektir. Sularımızın tükendiği takdirde alternatif bir maddeye yönelmek söz konusu değildir. Öyleyse sularımızın korunması son derece mühim bir konudur.
Su kirliliğinin önüne geçilebilmesi için hem devlet bazlı hem de toplumsal bazı çalışmaların gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Aşağıda su kirliliğini önlemek için yapılabilecekleri şu şekilde sıraladık:
İlk olarak su arıtma tesisleri kurulmalıdır. Bunun sebebi ise su kirliliğini en çok etkileyen unsurun fabrika atıkları olmasıdır. Sularımıza karışacak fabrika atıkları içilebilir özelliklerinin yok olmasına sebep olacaktır. Bunun yanında insanların neden olduğu atıkların da akarsulara ulaştığı unutulmamalıdır. Aynı zamanda kimyasal içeren gübre ve tarım ilaçları da sularımızı olumsuz etkilemektedir. Tüm bunlara bakılarak su kirliliğinin başlıca sebeplerinin insan atıkları, fabrika atıkları, tarımsal ilaçların, sanayilerin olduğu sonucuna varılabilir. Su kirliliğinin önüne geçilebilmesi adına fabrikalar ve zararlı kimyasal atıkları bulunan tesisler su kaynaklarına uzak bir bölgede işletilmesi gerekmektedir. Ya da su arıtma tesisleri kurulmalı ve atık suların yeniden geri dönüşümü sağlanmalıdır.
Su kirliliği hakkında toplumsal bir bilinç oluşturulması amacıyla çeşitli seminerler ve programlar düzenlenmelidir.
Yoğun nüfusa sahip bölgelerde bu durumun önüne geçilmesi için gerekli kanunların yürürlüğe girmesi gerekmektedir.
Hava kirliliği de su kirliliğine sebep olan faktörler arasındadır. Bu nedenle hava kirliliğini engellemek amacıyla çeşitli çalışmalar başlatılmalıdır.
Günlük hayatımızda kullandığımız deterjanlar gibi kimyasal ürünlerin suya karışması önlenmelidir.
Sanayi bölgelerinde oluşan kimyasal atıkların içme sularına yani temiz su kaynaklarına karışması engellenmelidir.
Tarım bölgelerinde kullanılan ilaçların kontrol altında tutulması ve mümkün olduğunca doğal gübre kullanılması gerekmektedir.
Deniz, göl ve nehir gibi doğal su kaynaklarını kirletecek maddeler atılmamalıdır. Böyle bir durumla karşı karşıya kalındığında katı davranmalı ve fiili gerçekleştiren kişi uyarılmalıdır.
Evimizde bulunan lavabo gibi giderle yağ ve deterjan dökülmemeli, bu konuda herkes uyarılmalıdır.
Su kaynaklarımız sınırlı olduğundan dolayı aşırı su tüketiminden kaçınmalıyız.
Henüz küçük yaşta olan çocuklarımıza suyun ne kadar önemli bir madde olduğu aşılanmalıdır.
Dişler fırçalanırken su boşa akıtılmamalıdır.
Akarsular gibi doğal su kaynaklarının etrafı temiz tutulmalıdır. Hatta mümkünse su kaynaklarının yakınında yerleşim birimleri kurulmamalıdır.
Mevcut olan arıtma tesislerinin miktarı ve verimliliğinin artırılması sağlanmalıdır.
Aşırı nüfus, su kirliliğine yol açabileceğinden nüfus planlama çalışmaları yapılmalıdır.
Doğal su kaynaklarının muhafaza edilmesi adına çeşitli çalışmalara başvurulmalıdır.
Toprak kirliliği de su kirliliğini direkt olarak etkilemektedir. Bu nedenle toprak kirliliği hakkında da gerekli çalışmalar gerçekleştirilmelidir.
Gereksiz su tüketiminin engellenmesi sağlanmalıdır.
Denizlerimizin kirletilmemesi hususunda toplum bilinçlendirilmelidir.
Tüm bu faaliyetler su kirliliğini engellemek açısından en temel unsurlardır. Ancak tüm bu faaliyetler hayata geçirilse de insanlar suyun önemi konusunda bilinçlendirilmediği takdirde her geçen gün sularımız kirlenmeye devam edecektir. Her faaliyetin ana faktörü insan olduğu unutulmamalıdır. Bu sebeple çeşitli seminerler sayesinde insanlar suyun önemi konusunda bilinçlendirilmelidir.