Alkol Vücuttan Ne Kadar Sürede Çıkar
Tüm kötülüklerin anası alkoldür. Alkol içmek kişiye yalancı bir mutluluk verir. Bir süre sonra bu yalancı mutluluk hissi, yerini hüzün, depresyon ve iç sıkıntısına bırakır. Alkol kullanan kişilerin en merak ettiği sorulardan biri de “Alkol vücuttan ne zaman çıkar“sorusudur.
Bu soruya verilebilecek cevap alınan alkol miktarına göre değişiklik gösterecektir. Ancak ortalama olarak alkolün vücuttan atılma süresi 48-72 saat olarak belirtilmektedir. Alkol alımını takip eden 1 saatlik süre zarfında alkol vücuttan atılmaya başlayacaktır.
Alkol vücuttan kademeli bir oranda atılır. Bu oran yaklaşık olarak her saat başı kandaki alkolün %15’i kadardır. Yani alınan son yudumun ardından alkol saatler boyunca etkisini göstermeye devam edecektir. Aşırı alkol tüketilen bir gecenin sabahında, halk arasında “akşamdan kalma” tabiri ile anılan halsizlik ve yarım sarhoşluk hissi bu duruma bağlı olarak meydana gelmektedir.
Alkolün Zararları Nelerdir?
Alkolün insan sağlığı açısından sayısız miktarda zararı vardır. Alkol alındığı vakit vücut dengesini kaybedecektir. Alkol alımı uyuşturucu kullanımından neredeyse farksızdır.
Ülkemizde meydana gelen trafik kazalarının %70’inin, işlenen cinayetlerin %88’inin ana sebebi alkoldür. Ayrıca akıl hastalarının %50’sinin akıl sağlığı yerindeyken alkol kullandığı araştırmalarla sabit bir konudur.
Kanser riskini önemli ölçüde artıran alkol kullanımı, mide, gırtlak, pankreas ve yemek borusu kanserlerinin en büyük yardımcısıdır.
Hiç şüphesiz ki alkol en büyük etkisini insan beyninde göstermekte ve ciddi zararlara yol açmaktadır. Alkol kullanımı, kişinin kıyaslama, yorumlama ve şuurlu bir şekilde seçim yapma gibi yeteneklerini devre dışı bırakacaktır. Aynı zamanda alkol kullanımı beyinde oluşturduğu tahribat nedeniyle yürüme bozukluklarına da davetiye çıkarmaktadır. Alkol tüketiminden dakikalar sonra ortaya çıkan bu belirtiler kişiyi ciddi yaralanmalardan ölüme kadar bir çok tehlike ile karşı karşıya getirecektir. Ek olarak alkol tüketiminin beyin hücrelerine zarar vererek beynin yapısının küçülmesine sebep olmaktadır. Bu duruma bağlı olarak kişide hafıza zayıflaması, erken yaşlanma ve bunama gibi problemler gözlemlenebilmektedir.
Aynı zamanda alkol çeşitli kalp hastalıklarının ana sebeplerindendir. Kalp yetmezliği ve ritim bozukluğu alkolün neden olabileceği başlıca hastalıklardandır. Miktarı fark etmeksizin alkol kullanımı, bu hastalıkların ortaya çıkma olasılığını büyük oranda artıracaktır.
Gastrit ve ülser gibi rahatsızlıkların bir sebebi de alkol kullanımıdır. Alkol vücuda girdiği takdirde vücutta bulunan bütün minerallerin ve vitaminlerin etkisini bozacaktır.
Alkol tüketimi gözlerden beyine ulaşan sinirlerin hasar görmesine sebep olmaktadır. Bu sebeple sürekli olarak alkol kullanımı körlüğe varıncaya kadar bir çok göz problemlerinin ortaya çıkması için ortam hazırlamaktadır.
Bilhassa hamilelerin alkol kullanması son derece tehlikelidir. Vücuda alınan alkol annenin plasentası yardımıyla direkt olarak bebeğe ulaşacaktır. Dolayısı ile annenin alkol aldığı miktarda bebekte zarar görecektir. Hamilelik döneminde alkol kullanımı düşük yapmaya, bebek gelişİmini durdurmaya ve zeka geriliği gibi problemlere yol açabilmektedir.
Alkol kullanımı adet takvimini bozabilmekte ve sertleşme (iktidarsızlık) gibi sorunlara sebep olabilmektedir.
Alkol tüketimi halk arasında kan pulcukları olarak da bilinen Thrombin hücrelerini öldürmektedir. Bu hücreler herhangi bir kesik yada yaralanma durumunda kanın pıhtılaşmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla bu hücrelerin ölmesi olası bir yaralanma sonucu bol miktarda kan kaybına yol açacaktır.
Alkol kullanım karaciğeri son derece olumsuz etkilemektedir. Geri dönüşü olmayan ciddi hasarlara yol açabilmektedir.
Miktarı ne kadar olursa olsun alkol kullanımı vücut için oldukça zararlıdır.
Bunlara ek olarak alkol tüketimi, kişinin zihinsel faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde devam ettirmesine engel olmaktadır. Alkol vücuda alındığı takdirde kişi bilincini ve vücut kontrolünü kaybedecek, sağlıklı düşünemeyecektir.
İnsan beyninin yaş ilerledikçe belli bir oranda küçüldüğü tespit edilmiştir. Bu küçülme 10 yıl başına yaklaşık %1.9 oranında gerçekleşmektedir. Beynin küçülmesi doğal bir durum olabilir ancak alkol kullanımı bu küçülme sürecini dahada hızlandırmaktadır. Beynin belli bölgelerinin küçülmesi, hafıza kaybı ve bunama gibi problemlere yol açabilmektedir. Alkol kullanımı, kişinin sağlıklı kararlar verebilme ve karar alabilme yetisini olumsuz etkilemektedir.
Alkol kullanımının bir diğer etkisi ise uyku bozukluklarına yol açmasıdır. Sürekli alkol tüketen ve artık bağımlılık derecesine getiren bireyler bu bozukluğu daha şiddetli bir biçimde yaşamaktadır. Bu durum tahmin edilebileceği üzere vücut dengesini sarsacaktır.
Alkol, yapısı nedeni ile midenin iç çeperinde tahribata yol açmaktadır. Bu tahribata bağlı olarak gastrit gibi çeşitli birçok problem meydana gelebilmektedir. Bu problemlere mide zarının yırtılması ve mide kanamaları örnek gösterilebilir.
Alkol kullanan erkek bireylerde gözlemlenen bir diğer sorun ise ereksiyon bozukluklarıdır. Bunun yanında alkol, vücutta hormonel bozukluklara ve testislerin işlevini kaybetmesine kadar bir çok probleme zemin hazırlayabilmektedir.
Alkol kullanan kadın bireylerde ise adet düzensizliği sık karşılaşılan bir durumdur. Üstelik bununla da kalmayıp adet durumunu tamamen durdurabilir. Dolayısıyla alkol kullanımı kısırlığa kadar götürebilir. Bilhassa hamile kadınlar bu dönemde alkol kullandıklarında düşük yapma ve ölü doğum gibi acı vakalar ile karşı karşıya kalabilir. Hamilelik döneminde alkol kullanımı fetüs için oldukça tehlikelidir. Bu tehlikelerden biriside “fetal alkol spektrum bozuklukları” adı verilen bir hastalık türüdür. Bu durum doğacak çocukta zeka geriliği, öğrenme güçlüğü ve fiziksel bozukluklar gözlemlenmesine sebep olur. Ayrıca bunlar çocuğun ömrü boyunca çocukla beraber olacak rahatsızlıklardır. Ek olarak, alkol kullanan kadın bireylerde meme kanserine yakalanma olasılığının büyük ölçüde arttığı tespit edilmiştir.