Böbrek Biyopsisi Nedir Neden Yapılır?
Dr. Nüket Rüzgaresen bu konuda şu bilgileri vermektedir;
“Böbrek biyopsisi, ince bir biyopsi iğne ile böbrekten küçük bir parça böbrek dokusunun alınmasına denir. Operasyon mikroskop altında yapılır ve 5-10 dakika içinde tamamlanır. Alınan doku örneğiyle böbrekte bir rahatsızlık olup olmadığı, mevcut böbrek hastalığının şiddeti ve uygulanan tedavinin böbrek hastalığı üzerindeki etkisi gözlemlenir. Biyopsiye karar verilmeden önce kapsamlı bir değerlendirme yapılmalıdır. Şayet böbrek biyopsisinin yapılmasında tıbbi açıdan bir sakınca yoksa yukarıda belirtilen durumların tespitinde biyopsi uygulanabilir.
Böbrek biyopsisinin yapılma nedenleri şunlardır;
- Proteinüri; Yani idrardaki protein kaçağının araştırılması
- Kanda böbrekler tarafından atılması gereken zararlı maddelerin biriktiği durumda bunun nedeninin araştırılması
- Böbrek nakli olan hastalarda naklin başarılı olmaması nedeninin araştırılması
- Sistemik tutulum yapan bazı hastalıklarda böbrek tutulumunun değerlendirilmesi (Sistemin Lupus, Miyelom gibi)
- Başka testler böbrek hastalığının tanısında yetersiz kaldıysa ilgili hastalığın varlığını kesin olarak teşhis etmek amacıyla biyopsi istenir. Bunlar çoğunlukla böbrek dokusunda meydana gelen ve nefrit olarak adlandırılan hastalıklardır.
- Böbrek tümörlerinin belirlenmesi için de böbrek biyopsisinden yararlanılır. Tümör iyi huylu mu kötü huylu mu; biyopsiyle anlaşılacak ve tümörün bütün özellikleri öğrenilebilecektir. Tedavi de buna göre planlanacaktır.
Böbrek Biyopsisi Nasıl Yapılır?
Böbrek iğne biyopsisi ultrason görüntülemesi eşliğinde uygulanır. Güvenilir ve kolay bir yöntem olup ağrıya sebep olmaz.
İşlem ortalama 5-10 dakika gibi kısa bir sürede biter.
Bu yöntem önceleri rastgele bir noktadan girilerek uygulanırken günümüzde ultrason kullanıldığı için doğru ve sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmektedir. İğnenin nereye battığı cihazın ekranından takip edilmektedir ve herhangi bir yanlışa mahal verilmemektedir.
Hastaya damardan bazı ilaçlar enjekte edilir ve böylelikle ağrı, stres ve tedirginlik gibi durumlar ortadan kalkar; işlem sırasında rahatsızlık duyulmaz.
İşlem öncesinde normal bir kan testi yapılmaktadır.
Bir de biyopsiden en az 4 saat evvel hastanın hiçbir şey yememesi lâzımdır. Bunun dışında farklı bir hazırlık gerekmez.
İşlemin ardından hasta 2-3 saat boyunca gözetim altında tutulur. Bu, kanama kontrolü için uygulanan bir prosedürdür. Hastanın bu kadar beklemesi yeterli olmakta ve sonra hastaneden çıkabilmektedir. 1 gün istirahat etmesi istenir, ertesi gün hayatına eskisi gibi devam edebilir.
İşlem sonrasında odaya alınan hasta 1 saat geçtikten sonra yemek yiyebilir. 2-3 saat geçince hastadan kan alınır ve kanama var mı yok mu diye bakılır. Herhangi bir problem tespit edilmezse hasta evine gidebilir.
Hastanın o gün yorucu işlerden kaçınması gerekir, onun haricinde bir sınırlama yoktur. İğnenin girdiği bölgede hafif ağrı olması normaldir. İstenirse ağrı kesici alınabilir.
Böbrek Biyopsisi Ne Zaman Sonuçlanır?
Dr. Nüket Rüzgaresen bu konuda şu bilgileri vermektedir;
“Patoloji doktorları alınan biyopsiyi inceler ve sonuçlar takriben 1 haftada çıkar. Acil bir durum söz konusuysa kısmı rapor hazırlanabilir. (Bu genellikle 24 saat olmadan tamamlanmaktadır.) Biyopsiden elde edilen sonuç böbrekte meydana gelen problemin nedeni ve şiddeti hakkında bilgi verir. Hekim bu sonuçlar doğrultusunda gereken tedaviyi düzenleyecektir.”
Böbrek Biyopsisinin Komplikasyonları (Endikasyonları) Nelerdir?
Dr. Levent Oğuzkurt bu konuda şu bilgileri vermektedir;
“Bütün biyopsi işlemlerinden sonra kanama olabilir. Bu durum böbrek iğne biyopsisinde de geçerlidir. İşlemin ardından bazı hastalar idrarında hafif kan ile karşılaşabilir. Genellikle 2-3 günden fazla sürmez.
Fakat kimi zaman şiddetli kanama meydana gelebilir ve durdurmak için yapılan şeyler fayda etmeyebilir. Bundan dolayı anjiyo ile kanama odağının tıkanması gerekebilir. Kanamanın böbrekten kaynaklanma olasılığı %3’den düşüktür. Anjiyo yapılmasını gerektirecek tarzda yoğun kanama %1 oranında görülmektedir.
Böbrek biyopsisi nadiren böbrek damarlarından birinde balonlaşmaya sebep olabilir yahut toplardamar ile atardamar arasında bir damar dalı açılabilir. Bu duruma fistül denilmektedir. Bunların bazıları son derece hafif olduğundan ek tedaviye ihtiyaç duyulmaz fakat bu damar dalının anjiyo ile kapatılmasına da gerek görülebilir.”