Rüya tabiri nedir islama göre, islamiyette rüya ilmine, ilm-i tabir denir, yani yoruma muhtaç veya yoruma tabi manasında. Hadis-i şerifte ‘‘Kıyamet yaklaştığında, Müslümanın rüyası ekseriya yalan çıkmaz’’ buyurulmuştur.
Rüya tabiri nedir islama göre, rüyada gördüklerimiz ne anlama gelir
Peygamberler, Allahü teâlâ’nın seçilmiş, günahsız ve emin kullarıdır. Kainattaki nizamı, intizamı ve maddelerin yapılarını bulundukları esas halleri üzere bilirler. Bu ilimlerden bazılarını belli ölçüde bildirirmişlerdir, rüya ve tıp ilmi gibi.
Peygamberler manevi alemlerden çeşitli haberler verirler, mesela dünyadaki hayırlı bir amelin cennetteki karşılığını bildirirler. Maddi ve manevi alemlerin kendilerine has ve çok ayrı hususiyetleri vardır.
Maddi ve manevi alemlerin, âlem-i misaldeki görüntüleri farklı şekilde akseder. Alemi misal olmak için değil görmek içindir, bir ayna gibi düşünülebilir. Manevi âlemler ise görmek değil olmak içindir vardır tıpkı madde alemi gibi.
Rüya tabiri Peygamberlerin rüyaları hak ve hakikattir
Peygamber Efendimiz Muhammed ‘‘Aleyhisselam’’ Eshâb-ı kirâmın “aleyhimürrıdvân” rüyalarını tabir ederlerdi.
Rüya tabiri hakkında Hadis-i şeriflerde ‘‘Salih rüya, Peygamberliğin 46’da biridir’’ ve ‘‘Gündüz görülen rüyalar doğru çıkar’’ ve ‘‘En doğru rüya seher vakti görülendir’’ buyurmuşlardır.
Yusuf suresi 101 ayeti kerimesinde mealen, Yusuf ‘‘Aleyhisselam’’ Allahü teâlâ’ya şöyle hitab ediyor; Rabbim bana mülk güç kuvvet, hakimiyyet ve iktidar nasip ettin, bana rüya tabirleri öğrettin, insanların bilmediği bir ilim ile beni mücehhez kıldın ya Rabbi.
Yerleri ve gökleri yaratan Rabbim dünya ve ahirette benim dostum sensin ya Rabbi. Benim ruhumu müslüman olarak al ve beni salih kulların arasına ilhak eyle.
Neden rüya görürüz, insanlar neden rüya görür kısaca
Rüya insanı sevindiren hayırlı haberler veya sakınması gereken korkutucu haberler verir fakat tabir edilmesi gereken yerleri olabilir.
Eğer rüyalar için asılsız ve lüzumsuz bir şey denirse, insanda rüya görme halini yaratılmasının lüzumsuz olduğu mahzuru ortaya çıkar.
- HalbukiAllahü teâlâ lüzumsuz bir şey yaratmaktan münezzehtir.
Rüyalar insan nefsine ait hayaller ve alem-i misal yani gayba ait olan şeylerin arasındaki münasebetleri mevzu bahis eder.
Rüya tabiri nedir islama göre kaç çeşit rüya vardır
Allahü teâlânın ilham ettiği rüyalar
Allahü teâlâ sevdiği ve merhamet ettiği kullarına gösterdiği manevi rüyalar, tevil ve tabire ihtiyaç olmayan maksada direk delalet yani işaret eden rüyalardır.
Peygamberlere, evliyalara ve salih kullara özellikle kıyamete yakın zamanda bulunan mümin kullarına gösterdiği rüyaları böyledir. (küçük kıyamet alametlerinin hepsi zuhur etti)
Fakat Peygamberlerin ve çok yüksek Eyliyaların rüyaları âlem-i misaldeki görüntülerden değil, esrar-ı ilahinin ve marifetullahın çıkış yeri âlem-i ervah denilen ruhlar alemidir.
Meleklerin ilham ettiği rüyalar
Nurani rüyalar insana müjde veya ikaz şeklinde âlem-i misaldeki karşılıklarının gösterilmesidir. Bu tür rüyalarda bazen çok açıktır, çoğu zaman tabire ihtiyaç olabilir, fakat insan genelde bu müşahade ettiği şeyleri anlar.
Manevi bir ikaz veya müjde gören insanlar bunların âlem-i misalden olduğunu unutmamalıdır. Manevi rüyaları gören kimse ruhlar alemi ile irtibata geçtiğini zan etmesi yanlış olabilir, iblis bu noktadan insanı yanlış yönlendirebilir.
Şeytanın vesvese ettiği rüyalar
Bu tür rüyalar kesinlikle itibar edilecek bir tarafı yoktur ve kimseye anlatılmaz. Şeytanın ilham ettiği rüyalardan sakınmak için abdestli yatağa girmek, Ayet-el kürsi ve kelime-i temcid ” Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhilaliyyilazîm ” okumak çok iyi olur.
Hadis-i şeriflerde Kötü rüya gören kimse uyanınca sol yanına üç sefer tükürüp, şeytanın şerrinden Allahü teâlâya sığınsın. Bu takdirde rüya, ona zarar vermez.)
Güzel rüya gören, hemen Allahü teâlâya hamd ve şükretsin! Kötü rüya gören, Allahü teâlâya sığınsın, rüyasını kimseye anlatmasın! O zaman rüyanın ona zararı olmaz.
Nefsani veya pisikolojik rüyalar nedir
Nefsani pisikolojik rüyalardır bu tür rüyaların hafıza, hayal ve hisler ile münasebeti olduğu gibi tıbbi yönden çeşitli hastalıklarında habercisidir.
İslami kaynaklarda bildirilenlerden anlaşıldığına göre insan nefs-i natıkadır. Görünen his organlarına zahiri, görünmeyen his organlarına ise bâtın-i his kuvvetleri akli melekeler denir.
Zahiri his kuvvetleri ve beş duyu organımız
- 1. Göz görme duyusu
- 2. Kulak işitme duyusu
- 3. Burun koklama duyusu
- 4. Dil tat alma duyusu
- 5. Deri hissetme duyusu
Bâtın-i his kuvvetleri akli melekeler
- 1. Hiss-i müşterek
- 2. Kuvve-i hayâl
- 3. Vâhime
- 4. Kuvve-i hâfıza
- 5. Kuvve-i müfekkîre
Nesf ve insan hakkında
Eski tıp kaynaklarına göre insandaki nefs-i natıka ”ego” latif fakat karanlık bir varlıktır, (ruh ve melekler latif fakat nurani varlıklardır) anlaşılması için akıl kuvvetleri gibi diyelim. Bu kuvvetlerin zahiri yani görünen his organlarına tesir etmesi kan dolaşımı içinde bulunan 4 sınıf buhar ile olmaktadır.
Eski hekimler hümoral patoloji temelini kan, balgam, safra ve sevda sıvıları üzerine kurmuşlardır. Hekimlerde tıbbi çalışmalarını Peygamberlerin hastalıklardan korunma ve tedavi tavsiyelerine uyarak geliştirmişlerdir.
Hekimler Peygamber Efendimiz Muhammed ‘‘Aleyhisselam’’ sağlık üzerine buyurdukları hadis-i şerifleri titizlik ile incelelemişlerdir. Hijyen ve tedavi usulleri geliştirmişler bu bilgi ve tecrübelerini kitaplara geçirmişlerdir.
İnsanın ben demesi nefsinin çıkış noktası yani varlığını belli etmesidir. Gün içinde daima kendi isteklerine kavuşmak için zahir ve batıni his kuvvetlerini çalıştırır. Bu durum bedendeki hümoral sıvı dengesini bozar ve insanı yorar.
Yorulan insan gece uyuduğu esnada bu sıvılar tekrar dengeye gelir. Bu günkü tıbbi çalışmalar uyku bozuklukların bir çok bedeni ve ruhsal hastalıkları kaynağı olarak göstermektedir.
Uyku esnasında insan nefsi uyumaz ve faaliyetlerini devam ettirmek ister. İşte bu noktada bâtın-i his kuvvetleri akli melekeler ile oyalanmaya başlar. Türlü türlü hayaller, renkler, ışıklar, canlı cansız mahluklar karmaşık şekilde görülebilir.
Yorulan veya vücuttaki sıvı dengesi bozulan insan bu sıvıların eksikliğine veya yol açtığı hastalıklara göre çeşitli rüyalar görür. Mesela kan fazlalığı kanlı rüyalara, safra eksikliği karanlık rüyalara işaret edebilir.
(Rüyada başım kesildi, tabiri ne) diye sorana birine, Peygamber efendimiz buyurdular ki; Bu şeytanidir. Kötü rüyayı, anlatmayın! Şeytandan Allahü teâlâya sığının.
Rüya tabiri konusunda netice olarak şunu diyebiliriz
Allahü teâlâdan gelen Rahmani rüyalar çok büyük ihsan ve nimettir asla boş çıkmaz rüya sahibi verilen müjdelere mutlaka kavuşur. Aynı şekilde ikaz şeklinde olan rüyalarada çok ehemmiyet verilmelidir.
Rüyalarda Peygamber Efendimizin ‘‘Aleyhisselam’’, Eshab-ı Kiramın ve Evliyaların görülmesi Rahmani veya melek vasıtası ile nurani olabilir. Bu rüyalarada çok büyük müjde veya ikaz olabilir.
Rüyada beni gören, muhakkak beni görmüştür. Çünkü şeytan, benim şeklime giremez. Ebu Bekir’i de, rüyada gören, elbette onu görmüştür. Çünkü şeytan, Ebu Bekir’in şekline de giremez. (Hadis-i şerif)
Normal insanlar uyuduklarında beden ve duyu organları, nesfin tesirinden bir an kurtulursa ruhu âlem-i misaldeki bazı şeyleri görebilir. Alem-i misaldeki rüyalar verilen müjdeler veya gösterilen makamlar rüya sahibinin kapasitesini gösterir.
Fakat bu müjdeler ve makamlar mutlaka verileceği manasında değildir sadece bir işarettir veya ikazdır. Hayatınızı bu yöne sevk ettiğinizde verilebilecek müjdelerdir, kendiniz değiştirmediğiniz sürece aynı noktada kalırsınız.
Nefsin tesiri altında kaldığında ise, nefsten ve şeytandan kaynaklanan korkutucu ürkütücü veya yanıltıcı hayaller vehimlere kapılabilir. Nefsani, şeytani ve âlem-i misal rüyaları bir birinden ayırd etmek çok güçtür.
Rüyalar salih güvenilir bir müslümana anlatılır, fasık, kıskanç ve hain kimselere rüyalarınızı sakın anlatmayın.